Vitiligo

Vücutta ten rengini oluşturan moleküllere pigment denir. Pigmentler melanosit hücreleri tarafından üretilir. Çeşitli otoimmun nedenlerden dolayı melanosit hücrelerinin zarar görmesi ya da yok olması nedeniyle pigment üretilememesi durumunda deride yama şeklinde süt beyazı lekeler oluşur. Deride renk kaybına yol açan bu otoimmun hastalığa vitiligo denmektedir. Vitiligo, vücudun herhangi bir bölgesinde görülebilmekle birlikte en sık olarak ellerde, kollarda, bacaklarda ve yüzde görülür. Toplumda görülme sıklığı yüzde birdir. Genellikle yirmi yaşından önce başlar.

Vitiligonun belirtisi vücudun herhangi bir yerinde , beyaz lekelerin oluşmasıdır.Çeşitli büyüklükte beyaz renkli yama şeklinde lezyonlardır. Tüm vücudun büyük bölümünün etkilendiği vakalar da görülmektedir. Beyaz lekelerin görüldüğü alanlarda kıllar da beyazlar.

Vitiligonun ortaya çıkış nedeni, pigment üreten melanosit hücrelerinin azalması ya da yok olması sonucu vücutta pigment üretilmemesidir. Bu durumu ortaya çıkartan asıl sebep tam olarak bilinmemekle birlikte, stres, vitaminsizlik, gerekli gıdanın alınamaması, antibiyotik ilaç tedavileri, ağrılı ve ateşli hastalıklar, uyku bozukluğu ve psikolojik bunalım gibi sebeplerin hastalığı tetiklediği düşünülmektedir. Nadir olarak, ailesinde vitiligo görülen kişilerde vitiligo görüldüğünden genetik yatkınlık ihtimali düşünülür.

Otoimmun kökenli bir hastalık olduğundan bağışıklık sistemi zayıf kişilerin bu hastalığa yakalanma riski daha fazladır. Yoğun stresli yaşam sürenler, travma yaşayanlar, düzenli beslenemeyenler de risk grubundadır. Ailesinde vitiligo olan kişilerde görülme ihtimali vardır.

Vitiligo troid, diyabet ve bir tür kansızlık olan pernisiyöz anemi gibi pek çok hastalıkla birlikte görülse de herhangi bir komplikasyona neden olduğu düşünülmemektedir.

Vücutta renk değişimleri fark edildiğinde doktora başvurulmalıdır. Vitiligo tedavisinde, tedaviye mümkün olabildiğince erken dönemde başlamak başarı oranını arttırmaktadır.

Vitiligo şikayeti olan kişilerin uzman dermotoloğa başvurarak bazı tahliller yaptırması gerekmektedir. Tetkiklerde wood ışığı (çıplak gözle görülemeyen bazı maddelerin görülmesini sağlayan floresans ışını salan cıva lambaları) kullanılarak pigmentasyon bozuklukları saptanabilir. Çok nadir olarak biyopsi gerekir.  Vitiligoya eşlik eden tiroid, diyabet ve bir tür kansızlık olan pernisiyöz anemi gibi hastalıkların olup olmadığı araştırılmalıdır.

Vitiligo tedavisinde pek çok yöntem kullanılabilir. Önemli olan mümkün olan en erken dönemde tedaviye başlanmasıdır. Hastanın yaşı ve hastalığın yaygınlık derecesi seçilecek tedaviyi etkiler. Puva tedavisi (güneş enerjisinde bulunan A ve B ultraviyole ışınlarının kullanıldığı ışın tedavisi), Repigmentasyon tedavisi (Renk hücrelerini yeniden canlandırmak), Dar band UVB fototerapisi (yapay olarak üretilmiş güneş ışığı (ultraviyole B) kullanılarak tedavi), İlaç Tedavileri (Kortikosteroid içeren kremler, Pimekrolimus ve Takrolimus merhem), Depigmentasyon tedavisi (Sağlam derinin rengini açmak) kullanılan tedavi yöntemleridir.

Vitiligo hastalarının güneş ışınlarından korunmaları, beslenme ve vitamin alımlarına dikkat etmeleri, stresten ve uyku bozukluklarından kaçınmaları, tedavi süresince doktor kontrolünde olmaları önerilmektedir. Vitiligoda bazı durumlarda bir süre sonra pigment kaybı durabilir ve bu hastalarca iyileşme yönünde algılanabilir. Ancak vitiligo tedavi edilmediği sürece iyileşmez. Derinin tamamen beyazladığı durumlarda bile hastalık devam etmektedir.

İlgili Uzmanlarımız



İlgili Uzmanlarımız
Uzm.Dr.Gülden KÖKÜMER
(Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı)

İlgili Branşlar



İlgili Branşlar
Deri ve Zührevi Hastalıklar

SAĞLIĞINIZI YAKINDAN TAKİP EDİN!